OD - SÖZLÜK ÇALIŞMASI
Od adlı kitabı okurken anlamını bilmediğiniz kelimelerle karşılaşabilirsiniz. Ben şahsen karşılaştım ve bu yaptığım çalışmayı buraya yazma gereği duydum. Kelimeleri ve onların geçtiği cümleleri sizlerle paylaşacağım.
-----A----
ABA
1.isim Yünün dövülmesiyle yapılan kalın ve kaba kumaş |
2. Bu kumaştan yapılmış yakasız ve uzun üstlük |
Abayı üzerine örterken çevreme baktım. (Sayfa 24)
Atalet
1.İşsizlik, işsiz kalma
Atalet ve durağanlık hiç de benim ruhuma uygun değildi. (Sayfa 52)
Avani
1. Kapkacak, yemek takımları.
2. "Beni koru, hıfzeyle" meâlinde dua
Bahar yaklaşınca ellerinde birkaç mintan veya avani, birde akçe kesesiyle dönerlerdi.
----C----
Cevr ü cefa
1.Haksızlık
2. ezâ zulüm
Dünyanın işi gücü cevr ü cefa idi ve elimden bir tutanım yoktu.
----D----
Destar
1. isim Sarık | ||||||||||||||||||||||||
2. Örtü Şimdi gözümün önüne getiriyorum da, destarından karayağız cephesinde sarkıttığı uzun saçları, hafif burnunu gölgeleyen gür kaşları, beyaz sakallı ve daima gülümseyen nurani yüzü nasıl da herkesi kendine meftun etmeye yeterdi.
----E----
Emare 1. isim Belirti, iz, ipucu Ama yine de içinde hala yeşeren otlar veya ağaçlarda hayat emareleri de eksik değil? Erkete 1.isim Gözetleme Yollara gözcüler ve erketeler koymam gerektiğini düşündüm.
-----F----
Fakr 1.isim Yoksulluk 2. fukaralık O vadileri de sırasıyla aşk, marifet, istiğna, tevhid, hayret, fakr ve fena olarak tespit ettim.
----G----
Gâh zarf Bazen, kimi vakit, bazı bazı, kâh Gâh eserim yeller gibi Gâh tozarım yollar gibi Gâh akarım seller gibi Gel gör beni aşk neyledi Girift 1. sıfat Birbirinin içine girip karışmış, girişik, çapraşık 2. Güzel yazı sanatında boş yer bırakmayacak biçimde iç içe istif edilmiş (yazı) 3. isim, müzik Klasik Türk müziğinde kullanılmış, neye benzer bir çalgı Çünkü dedem ve geçmişimle alakalı girift düşüncelerin, kalbimi daraltıp beni sıktığını hisseder oldum. (Sayfa 295)
----H----
Haneberduş Evi omuzunda, serseri, yersiz yurtsuz. O sırada yol azdırdım, kötü arkadaşlar edindim, haneberduş ve serseri birkaç yıl dolandım durdum. (Sayfa 37) Hezeyan 1. isim Saçmalama 2. Sayıklama 3. ruh bilimi Sabuklanma İkincisi sûf'îlerin hezeyanlarına benziyordu. (Sayfa 4) Hilat isim, tarih Kaftan Sultan Allaeddin, Ertuğrul Gazi'ye hilat verip Karacadağ'a yerleştirdiğinden birkaç yıl sonra olan oldu. ( Sayfa 31) Hissiyat isim Duygular, sezişler "Üç senedir günü gününe hissiyatımı yazıyorum." - Ö. Seyfettin
----I----
Irlamak Türkü, şarkı söylemek, yırlamak "Bu çocuk kafilesi 'Allah Deyü Deyü' ilahisini cumhurca ırlayarak yola düzüldüler." - Y. K. Beyatlı İsmail'e sımsıkı sarılmış, iki yana ırlanarak okuyordu.
----İ----
İşret isim İçki içme Dimağımda bir saz ile işret meclisinin lezzeti var idi.
----K----
Teklifime kerhen razı oldu. (Sayfa 10) Kirman 1. hisar, kale. 2. iran'da bir eyalet ve bu eyaletin bugünkü merkezi. 3.Bir çeşit İran halısı. O sırada eşim, yatağın içinde tostoparlak olmuş, kirman gibi dönüyor, çırpınıyordu. (Sayfa 24) Künk isim Pişmiş toprak veya betondan yapılmış kalın su borusu, büz "Bir gün bu künklerin bir tanesinin, bir yerinden delinmiş olduğu görülür." - S. F. Abasıyanık Baca için künk temin etmek lazımdı. ( Sayfa 49)
----M----
Malik isim Sahip, iye "Yersiz yurtsuz bir aile görünce sekiz kat apartmanlara malik iratçıyı hatırlayınız." - H. R. Gürpınar Ben Sarıcaköy için buradaydım ve artık kendime malik değildim. (Sayfa 78) Mamafih
Mamafih, duyduklarımın bazı bazı ruhumda fırtınalar koparıp beni hayretlere sürükledikleri de oluyor. ( Sayfa 71) Masiva Sözlükte "başka, gayr" anlamına gelen masiva, tasavvufta, Allah'ın dışındaki her şey demektir. İnsanı Allah'tan uzaklaştıran her şey masivadır. Masivadan ilgiyi kesmek, dünya ve dünya nimetlerine değer vermemek, toplumdan uzaklaşmak demek değildir. Tam aksine toplum içinde yaşayarak dünya nimetlerinden faydalanmak, ancak, dünyaya ve içindekilere kalben bağlanmamaktır. "ben" demeyi çoktan unutmuş olması - o buna masiva diyor- fazla önemsemeyişi, işimi bir hayli zorlaştırdı. (Sayfa 9) Mertek isim Yapıda kullanılan dört köşe veya yuvarlak, kalınca ağaç "Küçük oğul koltuğundaki bir tutam merteği bir kenara attıktan sonra, dut dalı bunlar, dedi." - O. Kemal Evimizin damını yuvmuş, tavan merteklerini elden geçirmiş, kurumlanan bacanın iç duvarını çamurla sıvamıştım. (Sayfa 40) Merkep isim, hayvan bilimi Eşek Köyde başıboş dolaşan birkaç merkep buldum. (Sayfa 34) Mihman
"Haydi gel kardeş; yolcusun anlaşılan, bizde mihman ol!" (Sayfa 121) Misk
O vakit Sevgili ' nin kokusuyla kokulandık diye miskten de olsa, amberden de, artık başka kokuyu bilmeyiz . (Sayfa 76)
----N----
Nadanlık
Nadan:
Şimdi benim nadanlığımı görüp benimle alay mı edecekler ... (Sayfa 214)
----P----
Pare
Şu heybesine de hediyelerden birkaç pare eşya koysun (Sayfa 79) Pelit
Dağda alıçlar, çalılarda pelitler de bitti neredeyse. (Sayfa 50) Pıtırak 1. Dikenli tohumu insanların giysilerine, hayvanların tüylerine yapışan bir ot. 2. Ağaç dallarında kuruyup diken-leşen küçük budaklar : Bu zerdali ağacında çok pıtırak var. O yıllarda Anadolu'nun her yanında pıtırak gibi bitiveren tarikatlar, oldum olası asabımı bozardı. (Sayfa 2)
----R----
Rençberlik Çiftçilik, Tarımla Uğraşma Sanatı, Tarım Mesleği.
Not : Bu kelime Hukuk Terimidir
Zaten şimdi herkes hayvancılığı bırakıp reçberliğe başlıyor. (Sayfa 40) Ribat İslam devletlerinin kara ve deniz sınırlarındaki, önemli noktalarda bulunan sınır karakolu niteliğinde müstahkem yapılar. Arapça olan ribat; "bağlamak, sağlamlaştırmak, sağlam yürekli olmak, sabretmek, işe azimle devam etmek, kuvvet vermek" manalarına gelir. Ribatlar, daha doğuşta Müslümanlıktaki cihad, yani İslamiyeti yayma, Müslümanları düşman şerrinden himaye müessesesi oldu. Mevkilerinin ehemmiyetine göre çeşitli büyüklükte yapıldılar. Ribatlar, bir müdafaa duvarı ile çevrilmiş, odalar, ambarlar, ahırlar, gözetleme ve işaret kuleleri, mescit, hamam ve diğer lüzumlu teşkilatlardan meydana gelen müstahkem binalardı. Mazlumların her sebeple müracaat ettikleri velilere ait ribat ve tekkelerdir ki, son dilimini komşusuyla paylaşan insanın kurtuluşudur. (Sayfa 43) Ruhaniyet
Şu demektir. Şol Dülgerler Beni Yondu! Her Azam Yerine Kondu-Yunus Geldi geçti ömrüm benim Şol yel esip geçmiş gibi Hele bana şöyle gele Şol göz yumup açmış gibi
----T----
Tashih
isim Düzeltme, düzelti
"Ancak bir ehemmiyetsiz noktayı tashihe lüzum görüyoruz." - R. N. Güntekin
|
Böylece onunla daha uzun konuşabilir, ezberimdeki bütün şiirlerini mukabele edip tashihten geçirebilir, belki ırmağa ve ateşe attığım şiirlerini yeniden söyletip beyaza çekebilirdim. (Sayfa 7)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder